Öğrenmede 70-20-10 Modeli Nedir?

Bunu arkadaşlarınla paylaş

Bu blog yazısında, 70-20-10 Modeli’ni yakından tanıyacak, her bir bileşeninin ne anlama geldiğini keşfedecek ve bu modeli günlük yaşamımıza nasıl entegre edebileceğimizi öğreneceğiz. Pratik uygulamadan, etkileşimli öğrenmeye, kitap okumadan mentorluk ilişkilerine kadar uzanan bu model, öğrenmeyi sadece bilgi toplamaktan çıkarıp, gerçek dünya becerileri kazanma yolunda bize rehberlik ediyor.

Günümüzde, bilgiye erişim hiç bu kadar kolay olmamıştı. Teknolojinin hızla geliştiği, bilginin anlık olarak paylaşıldığı bir çağda yaşıyoruz. Ancak, bilgiye erişimle birlikte önemli bir sorun ortaya çıkıyor: Bu bilgiyi nasıl öğrenir, anlar ve uygularız?

İşte tam da bu noktada, öğrenme süreçlerimizi daha etkili ve sürdürülebilir hale getirmenin bir anahtarı olarak karşımıza çıkan “70-20-10 Modeli” devreye giriyor. Bu model, öğrenmeyi sadece bir bilgi deposundan ziyade daha etkili ve uygulanabilir kılma amacı taşıyor. Peki, 70-20-10 Modeli nedir ve neden bu kadar önemli?

Bu blog yazısında, 70-20-10 Modeli’ni yakından tanıyacak, her bir bileşeninin ne anlama geldiğini keşfedecek ve bu modeli günlük yaşamımıza nasıl entegre edebileceğimizi öğreneceğiz. Pratik uygulamadan, etkileşimli öğrenmeye, kitap okumadan mentorluk ilişkilerine kadar uzanan bu model, öğrenmeyi sadece bilgi toplamaktan çıkarıp, gerçek dünya becerileri kazanma yolunda bize rehberlik ediyor.

Hazır mısınız? Öğrenme haritanızı revize etmek ve bilgiyi güçlü bir şekilde özümsemek için 70-20-10 Modeli’nin derinliklerine doğru bir yolculuğa çıkalım!

1. 70%: Pratik Uygulama

Bu modelin temel ilkesi, öğrenmenin büyük bir kısmının pratik uygulama yoluyla elde edilmesidir. Teorik bilgiye dayalı olarak öğrendiğiniz konuları, gerçek hayatta uygulamak, bilginin kalıcı hale gelmesine ve derinlemesine anlaşılmasına katkı sağlar. İşte bu nedenle, öğrenme sürecinizin yüzde 70’ini pratik uygulamaya ayırmak önemlidir.

İş Uygulamaları: Çalıştığınız iş ortamında öğrendiğiniz bilgileri doğrudan uygulayarak, gerçek sorunları çözmek.

Proje Tabanlı Öğrenme: Belirli bir projede çalışarak, teorik bilgilerinizi somut bir şekilde kullanmak.

2. 20%: İnteraktif Öğrenme ve Gözlem

İnteraktif öğrenme ve gözlem, öğrenme sürecinizde etkileşimi artıran önemli bir bileşendir. Bu aşamada, başkalarıyla iletişim kurarak, deneyimlerini dinleyerek ve gözlemleyerek öğrenme şansınız vardır.

Mentorluk: Deneyimli kişilerden mentorluk alarak, onların bilgi ve tecrübelerinden yararlanmak.

İşbirliği ve Takım Çalışması: İş arkadaşlarınızla birlikte çalışarak, farklı bakış açılarını anlamak ve çeşitli konularda deneyim kazanmak.

3. 10%: Formal Eğitim ve Kitaplar

Bu kategori, klasik öğrenme yöntemlerini temsil eder. Formal eğitim, kitaplar, kurslar ve konferanslar gibi yapılandırılmış öğrenme yöntemlerini içerir. Bu bileşen, öğrenme sürecinin sadece küçük bir kısmını kaplasa da, temel bilgilerin edinilmesinde önemlidir.

Kurslar ve Eğitim Programları: İlgili konularda yapılandırılmış eğitim programlarına katılarak, temel bilgileri edinmek.

Bireysel öğrenme araçları: Alanınızla ilgili güncel araştırma, okuma, bireysel çalışmalar gibi aktivitelerle teorik bilgilerinizi güçlendirmek.

70-20-10-modeli-nedir

Sonuç: 70-20-10 Modeli ile Öğrenmede Dengeli Yaklaşımın Gücü

70-20-10 Modeli, öğrenme süreçlerini dengeli bir şekilde yönetmeye odaklanan etkili bir stratejidir. Bu model, teorik bilginin pratik uygulama ve etkileşimle birleştirilerek daha etkili ve kalıcı hale getirilmesini amaçlar. Yazımız boyunca gördük ki:

Pratik Uygulama (70%): Gerçek hayatta karşılaşılan sorunları çözmek ve iş uygulamalarında bilgiyi kullanmak, öğrenmenin temel taşıdır. Pratik deneyim, teorik bilgiyi anlamanın ve içselleştirmenin anahtarıdır.

İnteraktif Öğrenme ve Gözlem (20%): İşbirliği, mentorluk ve takım çalışması gibi etkileşimli öğrenme yöntemleri, farklı bakış açıları kazanmanın ve deneyimleri paylaşmanın önemini vurgular. Başkalarının deneyimlerinden öğrenmek, kişisel ve profesyonel gelişimimize katkı sağlar.

Formal Eğitim ve Kitaplar (10%): Kurslar, eğitim programları ve kitaplar gibi formal öğrenme yöntemleri, temel bilgilerin edinilmesinde ve genişletilmesinde önemli bir rol oynar. Ancak, bu unsurların denge içinde kullanılması gerekmektedir.

Bu modeli takip ederek, öğrenme sürecimizi zenginleştirebilir ve bilgimizi daha etkili bir şekilde kullanabiliriz. Ancak unutmamak önemlidir ki her bireyin öğrenme tarzı farklıdır. Dolayısıyla, bu modeli kişisel ihtiyaçlara uyarlamak, en iyi sonuçları elde etmemize yardımcı olacaktır. Kendi öğrenme yolculuğunuzda bu dengeli yaklaşımı benimseyerek, sürekli gelişim ve başarı için güçlü bir temel oluşturabilirsiniz.


Bunu arkadaşlarınla paylaş

2 Comments

  • […] Eğitim tasarımı, bir eğitim programının planlanması, geliştirilmesi ve uygulanması sürecini kapsayan disiplinlerarası bir alandır. Eğitim tasarımı modeli ise bu süreçte kullanılan bir yöntem, model veya çerçeve anlamına gelir. Bu modeller, eğitimcilerin ve eğitim tasarımcılarının öğrenme hedeflerini belirlemelerine, içerikleri organize etmelerine, öğrenme materyallerini seçmelerine ve değerlendirmeleri planlamalarına yardımcı olur. […]

  • […] Mikro öğrenme, öğrenme sürecini küçük, öğrenilebilir parçalara bölen ve bu parçaları hedeflenmiş, odaklanmış bir şekilde sunan etkili bir eğitim stratejisidir. Geleneksel eğitim modelinin aksine, mikro öğrenme, bilgi transferini kısa ve öz içeriklerle gerçekleştirerek öğrenenlere daha etkili bir öğrenme deneyimi sunmayı amaçlar. […]

Yorum yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gelişim bültenine katılmak ister misin?

Ayda bir kez kariyer planlama ve kişisel gelişim ile ilgili farklı ipuçları bulabileceğin gelişim bültenine abone olabilirsin.

Bülten aboneliğin tamamlandıccessfully Subscribed! Bir şeyler yanlış gitti, lütfen daha sonra tekrar dene
Edit Template

TÜM HAKLARI SAKLIDIR © 2023 AYKUT ÇINAR.

KAYNAK GÖSTERİLMEDEN PAYLAŞILMASI YASAKTIR.

Scroll to Top